Tutuksuz sanık Şeyhmus Ç.: “Serdarova, Birinci Hastanesi’nde bebek kardiyolojisi olmadığı bilinmesine karşın sevk edilmiş”
“Bunlarda bu türlü vicdan yok”
Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor
İSTANBUL – İstanbul’da bebekleri kendilerinin mutabakatlı olduğu hastanelere sevk ederek haksız çıkar sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Şeyhmus Ç., “Serdarova, Birinci Hastanesi’nde bebek kardiyolojisi olmadığı bilinmesine karşın sevk edilmiş. Bebek Türkmenistanlıydı. Hakan Doğukan aileden para almış. İşte bunlarda bu türlü vicdan yok. Ameliyat olması lazımdı bebeğin. Ailenin durumu yoktu. Bebek orada uzun mühlet kaldı, kimse almadı. Aile de almadı, parası yoktu nereye götürecek? Çocuğa ilaç veriliyordu ameliyat oluncaya kadar. Bu ilacı biri kestirmiş. Soralım ilacı kimin kestiğini” dedi.
İstanbul’da bebekleri kendilerinin mutabakatlı olduğu hastanelere sevk ederek haksız yarar sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya ve Serdarova bebeklerin ölmesinde ihmali bulunan, kendi kaşesi ile diğer tabiplerin tedavi ve evrak düzenlemesini sağlayarak resmi evrakta sahtecilik cürmünü işleyen, çalıştığı hastanede 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynama yapıp ve gerçeğe karşıt formda epikriz düzenleyerek SGK’ya fatura ettirip nitelikli dolandırıcılık yaptığı sav edilen doktor Şeyhmus Ç. savunma yaptı.
“Bunlarda bu türlü vicdan yok”
Birinci Hastanesi’nde doktor olarak çalışan Ç., “Bu olayın ortaya çıkması için emek veren herkesten Allah razı olsun. Ben yıllardır doktorluk yapıyorum. Fırat Sarı bana sistemli ödeme yaptığını söylemiştir. Bana bu biçimde bir ödeme yapılmamıştır. Ben hiçbir çıkar sağlamış değilim. Hayatımda hiçbir örgüte üye olmadım. Ben ne SGK’yı ne başka bir kurumu dolandırmak için hiçbir evrak düzenlemedim. Hiçbir hastanede gerçeğe alışılmamış doküman düzenlemedim. Bebek Kaya ölmeden evvel muhasebeci beni aradı, istifa etmemi istedi. İstifa dilekçemi hazırladım elden gelip aldılar. Tıpkı tarihte öbür bir doktor ile sözleşme yapmışlardır. 1 gün sonra bebek Kaya eks olmuştur. Benim bu olayda bir yanlışım yoktur. Benim üzerimde sistemde kayıt devam etmiş. Niçin kaydın devam ettiğini bilmiyorum. Bebek Serdarova, Birinci Hastanesi’nde bebek kardiyolojisi olmadığı bilinmesine karşın sevk edilmiş. Bebek Türkmenistanlıydı. Ailenin durumu yoktu. Hakan Doğukan aileden para almış. İşte bunlarda bu türlü vicdan yok. Ameliyat olması lazımdı bebeğin. Ailenin durumu yoktu. Bu nedenle 112’ye haber verdik. 112 araştırdı geri döndü, ‘hocam kimse almıyor’ dedi. Konsolosluğa yönlendirdik. Oradan da bir geri dönüş olmadı. Bir mühlet sonra Birinci Hastanesi’ne kontrole geldiler. Orada yetkili birine durumu anlattım. ‘Türkmenistanlı, kalp hastası, ameliyat olmazsa ölecek’ dedim. Tamam dediler bana. Oradan da geri dönüş olmadı. Bebek orada uzun mühlet kaldı, kimse almadı. Aile de almadı, parası yoktu nereye götürecek? Çocuğa ilaç veriliyordu ameliyat oluncaya kadar. Bu ilacı biri kestirmiş. Soralım ilacı kimin kestiğini” dedi.
Mahkeme başkanı bunun üzerine sanığa “Hasta senin hastan değil miydi? İlacı kimin kestiğini nasıl bilmiyorsun?” dedi. Sanık “Hasta benim değildi. Ortada vizite çıktığımda durumu nasıl diye bakıyordum. Bebek kardiyolojisinin hastasıydı. Ailenin ameliyat ettirecek parası yoktu. Öteki yere de götüremiyordu. Kimse fiyatsız ameliyat yapmadı. Ben mi 100 bin TL versem diye düşündüm o ortada bebeği kaybettik” şeklinde cevap verdi.
Mahkeme başkanı: “Herkes başka bir şey söylüyor”
Sanık savunmasının devamında “Biz gündüz çalışıyorduk. Geceleri hastaneye gitmiyorduk. Gece bebeklere acil müdahale edilmesi gerektiğinde kim müdahale ediyordu bilmiyorum. Hastanenin gece nöbetçi hekimi olması gerektiğini düşünüyorum. Gece doktor olması ile ilgili bir görüş bildirmedim hastaneye. Hastane sahibi de doktor kendisi bilmiyor mu ?” dedi. Mahkeme başkanı da bu savunma üzerine “Bilmiyorum herkes diğer bir şey söylüyor” dedi.
Sanık Ç.’nin “Hakan Doğukan kolay bir lise mezunu hemşireydi, sevmezdim kendisini” demesi üzerine mahkeme başkanı “Koskoca doktorsunuz. Hakan Doğukan’ı gönderemediniz mi hastaneden?” dedi. Sanık bu soruyu “özel hastanelerde bu geçerli değil” diye yanıtladı.
Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile devam ediyor.