(TBMM) – İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, TBMM Genel Konseyi’nde bütçe görüşmelerinde iktidarın iktisat siyasetlerini eleştirerek, “Enflasyon iktisadi bir canavardır. Bu canavarı kafesinden bir defa çıkardığınızda tekrar içeri sokmak zordur. Bütün dünya faiz artırırken siz faizleri düşürdünüz, bunu da nassa bağladınız. Kaldı ki artık de yüzde 50 faize karşın enflasyon düşmüyor. Aylardır ‘Aylık enflasyon 1,5 bandına düşmeden faiz indirimi olmayacak’ diyorsunuz. Aylık enflasyon hala yüzde 2’nin altına bile düşmedi. O vakit bu millet size sorar kardeşim; Bu memleketin ekonomisti Recep Tayyip Erdoğan mı, Sayın Mehmet Şimşek mi” dedi.
TBMM Genel Heyeti’nde bütçe teklifinin maddeleri görüşülüyor. İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek milyonlarca vatandaşımıza derin bir sefalet sundunuz. Türk lirası ne yazık ki dünyada en fazla kıymet kaybeden para ünitelerinden biri oldu. Bunu yaparken ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan düşük faiz siyasetleriyle yandaşlarınızın servetine servet kattınız. Bu adaletsizlik, bu hasta yapı elbette bitecek. 22 yılda yarattığınız sefalet o kadar derin bir hal aldı ki artık ülkemizde hiçbir vatandaş memnun değil. Zira bu bütçe Türkiye’nin gerçekleri değil, halkımızın hiçbir yarasına merhem olmuyor.
Türkiye’nin gerçekleri dudak uçuklatan yolsuzluklar. Türkiye’nin gerçekleri açlık hududunda yaşamaya çalışan milyonlar. Türkiye’nin gerçekleri akşam sofrasına yemek koyamayan babalar. Türkiye’nin gerçekleri kahvaltı masasından eksilen tabaklar. Türkiye’nin gerçekleri çocuğunun cebine harçlık koyamayan aileler. Bir de atanamayan öğretmenler var, kapanan fabrikalar, borçları ödenmeyen kredi kartları, yuva kuramayan gençler, ek işe muhtaç olan emekliler var. Bir şeyin sebebi olanlar tahlili asla olamazlar. Türkiye’deki işsizliğin sebebi de sizsiniz. Türkiye’deki enflasyonun da sebebi sizsiniz. Milletin çaresizliğinin de sebebi sizsiniz.
“Gençlerimizin dününü, bugününü, hayallerini sattınız”
Evet, köprüler yaptınız, Allah razı olsun lakin 49 yıllığına yabancılara vermek nedir? Evet, randevu alınamayan kent hastaneleri yaptınız fakat tabiplere ‘Giderlerse gitsinler’ demek nedir? Evet, havaalanı yaptınız lakin uçanı, kaçanı 5’li çeteye teslim etmek de nedir? Evet, her vilayette tabeladan ibaret üniversiteler açtınız lakin sonucunda binlerce gençten oluşan işsiz ordusu yarattınız. Artık, gençler ya torpil aramak zorunda ya da işsizlikle yüzleşmek ya zincir marketlerde çalışmak zorunda ya da yurt dışı hayalleri kurmak. Gençlere öteki kapı bırakmadınız, gençlerimizin dününü, bugününü, hayallerini sattınız.”
İYİ Partili Uz, iktidarın iktisat siyasetlerini şu sözlerle eleştirdi:
“Biz birebir sokağın çocuklarıyız, tıpkı tüfeğin tetiği, tıpkı namlunun ucundaki milletiz ve bu milletin evlatları olarak tıpkı acının, tıpkı ekmeğin, tıpkı yazgının paydaşlarıyız. O yüzden sizleri uyarmak bizim için artık farz olmuştur. Rantın, yolsuzluğun ve adaletsizliğin girdabında bu hastalıkları ülkemize maalesef sirayet ettirdiniz. Şunu anlayın: Biz, size karşı değil; sizin hastalığınıza karşıyız. ‘Huzur hakkı’ ismi altında üç beş maaş almak hastalıktır. Lüks otomobil konvoylarıyla caka satmak hastalıktır. Uyuşturucu kullanımının 13 yaşına kadar düşmesini görememek hastalıktır. Gençlerimizi bahis sitelerine kurban etmek hastalıktır. Bir jenerasyonu umutsuz, çaresiz bırakmak hastalıktır. Emekliye, memura, emekçiye maaş yerine sadaka vermek hastalıktır. Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör değildir. O yüzden, milletimiz artık gerçekleri çok düzgün görüyor ve inşallah şifanız olacak diyorum.
“Bu memleketin ekonomisti Recep Tayyip Erdoğan mı, Sayın Mehmet Şimşek mi?”
Enflasyon iktisadi bir canavardır. Bu canavarı kafesinden bir defa çıkardığınızda tekrar içeri sokmak zordur. Bütün dünya faiz artırırken siz faizleri düşürdünüz, bunu da nassa bağladınız ‘Nas var ya nas; sana, bana ne oluyor?’ dediniz. Bu, cepheye silahsız asker göndermeye emsal. Kaldı ki artık de yüzde 50 faize karşın enflasyon düşmüyor. Enflasyon her vakit ve her yerde nakdî bir olgudur. Enflasyonu durdurmanın kanıtlanmış en yeterli yolu para arzını durdurmaktır. Mesela, para arzını durdurdunuz mu? Mesela, kamu harcamalarını kıstınız mı? Hayır, para arzını durdurmadınız, kamu harcamalarını kısmadınız. Nereden biliyoruz? Geçen yıl 11 trilyon olan bütçe bu yıl 15 trilyona çıktı. Allah aşkına, bu halde enflasyon nasıl düşecek, gelin bize bir anlatın. Aylardır ‘Aylık enflasyon 1,5 bandına düşmeden faiz indirimi olmayacak’ diyorsunuz. Aylık enflasyon hala yüzde 2’nin altına bile düşmedi. O vakit bu millet size sorar kardeşim; ‘Bu memleketin ekonomisti Recep Tayyip Erdoğan mı, Sayın Mehmet Şimşek mi?’ Devleti yönetmek önemli bir iştir.
Eğer enflasyonla gayret etmek istiyorsanız bir Arjantin’e bakın. Bildiğiniz üzere Arjantin son yetmiş yılda harika bir enflasyon yaşadı, tekraren iflas etti ve borçlarını ödeyemez duruma geldi, halk çok ağır bedeller ödedi. Geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde iktidar değişti, darısı inşallah başımıza. Yeni lider ise vatandaşlarına enflasyonu bitirmeyi vadetti. Birinci yıl yüzde 25 düzeyinde olan aylık enflasyon geçtiğimiz kasım ayında yüzde 2’ye düştü. Pekala, Arjantin ne yaptı da enflasyonu düşürmeyi başardı? Bir, kamu harcamalarını önemli halde kıstı. İki, gereksiz yatırımları durdurdu. Üç, verimsiz kamu harcamalarına adım adım son verdi. Dört, gereksiz vergileri azalttı. Yani sizin üzere ‘İtibardan tasarruf olmaz’ demedi. Ne yaptı? Ayağını yorganına nazaran uzattı.”