Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “İstihdamın korunması ve artırılması üzere ekonomik ve toplumsal şartları ayrıntılı formda tahlil ederek, hem personel hem de patron taraflarının memnuniyetini gözeten, adil bir taban fiyat belirlenmesini ümit ediyoruz.” dedi.
İşçi, patron ve hükümet temsilcilerinden oluşan Taban Fiyat Tespit Kurulu, 2025’te geçerli olacak taban fiyatı belirleme çalışmaları kapsamındaki birinci toplantısını gerçekleştirdi.
Bakan Işıkhan’ın başkanlığında, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığında toplanan kurulda, personel tarafını TÜRK-İŞ, patron tarafını ise Türkiye Patron Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.
Toplantıdaki konuşmasında, emekçi ve patron temsilcileri ile belirlenen taban fiyatın genel bir fiyatı değil çalışanlara ödenebilecek asgarî fiyatı söz ettiğini belirten Işıkhan, şöyle konuştu:
“Asgari fiyatın belirlenmesi sürecinde bilhassa üç taraflı toplumsal diyalog sistemiyle hareket ediyoruz. Personel temsilcilerinin görüşlerini kıymetlendiriyoruz. Patron temsilcilerinin görüşlerini dinliyoruz. Hükümet temsilcileri olarak, adalet terazisini istikrarda tutuyoruz. Taban fiyatın belirlenmesi sürecinde, ekonomik göstergeleri de titizlikle kıymetlendiriyoruz. Bu kapsamda, enflasyon oranı, vatandaşın satın alma gücü, iş gücü piyasalarının muhtaçlıkları, ekonomik büyüme, istihdamın korunması ve artırılması üzere ekonomik ve toplumsal şartları ayrıntılı formda tahlil ederek hem emekçi hem de patron taraflarının memnuniyetini gözeten, adil bir taban fiyat belirlenmesini ümit ediyoruz.
Hükümetimiz, çalışanlarımızın alın terinin karşılığını almasını sağlamak ve onların refahını daima artırmak için kıymetli adımlar atmıştır. Minimum fiyatta yapılan artışlar, yalnızca enflasyona karşı bir muhafaza kalkanı olmakla kalmamış, birebir vakitte vatandaşlarımızın alım gücünü artırarak, büyüyen ekonomimizin meyvelerini daha adil bir biçimde paylaşmamıza vesile olmuştur.”
” Türkiye Yüzyılı’nı istihdam ve üretim atılımlarıyla şekillendireceğiz”
Işıkhan, daima artan refahın tekrar millete daha fazla istihdam, daha müreffeh çalışma şartları ve yükselen bir iktisat vizyonu olarak geri döndüğünü tabir etti.
Orta Vadeli Program amaçlarıyla uyumlu biçimde çalışma hayatını güçlendirmeye yönelik attıkları adımlarla ekim ayında istihdam sayısının 156 bin kişi artarak, 32 milyon 970 bin şahsa ulaştığını bildiren Bakan Işıkhan, “İstihdam oranımız ise 0,2 puanlık artışla yüzde 49,9’a ulaşarak tarihimizin en yüksek düzeyini görmüştür. İstikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için gençlerimizin ve bayanların çalışma hayatında daha fazla rol üstlenmesi için politikalarımızı sürdürmeye Türkiye Yüzyılı’nı yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ataklarıyla şekillendirmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
“Alın teri kutsaldır, sermaye ise kalkınmanın motor gücüdür”
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde üretim, ihracat, global pazardaki teziyle, bölgesinde başkan, dünyada kelam sahibi bir ülke haline geldiğini belirten Işıkhan, şunları kaydetti:
“Bu muvaffakiyet, personellerimizin alın teri ve patronlarımızın teşebbüsçü ruhuyla birlikte elde edilmiştir. Emekçilerimiz, Türkiye’nin yükselen gücünün lokomotifi olurken, patronlarımız, bu gücün yolunu açan ve istihdam sağlayan aktörlerdir. Birlikte, yan yana yürüyerek üretim çarklarını döndürerek ekonomimizin dinamiklerini güçlü tutarak bugünlere geldik. İşte bu nedenle, bu toplantılar yalnızca bir fiyat belirleme problemi değil, emeğin ve sermayenin birlikte güçlendiği bir dengeyi kurma gayretidir. Bizim vizyonumuzda alın teri kutsaldır, sermaye ise kalkınmanın motor gücüdür. İkisini bir ortaya getirmek, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, birebir vakitte toplumsal dayanışmayı ve refahı da beraberinde getirecektir. Emekçinin emeğiyle, patronun yatırım gücünü birebir potada birleştiren bir tertip, Türkiye’nin, kalkınma sürecinin de en güçlü hareket noktası olacaktır.”
“Kalkınma, emekçi ve patronun el ele verdiği düzenle gerçekleştir”
Işıkhan, klâsik anlayışta emekçinin alın teri ile sermayenin bir gayret ve çatışma içinde olduğunun varsayıldığını lisana getirerek, bu varsayımın hem bugünün dünyasının gerçeklerini hem ülkenin kalkınma ülkülerini hem de emeğe bakışlarını yansıtmaktan uzak olduğunu söyledi.
Alın teri ile sermayeyi karşı karşıya getiren çatışmacı anlayışı kabul etmediklerini vurgulayan Işıkhan, şu sözleri kullandı:
“Bizler, emeğin paha gördüğü, alın teriyle sermayenin birbirini tamamladığı bir sistemi inşa etmeyi hedefliyoruz. Zira Türkiye’nin büyük kalkınma atağını, fakat ve fakat emekçi ve patronun el ele verdiği, birebir maksat doğrultusunda yürüdüğü bir düzenle gerçekleştirebiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu, birebir vakitte toplumsal adaletin, dayanışmanın ve birlikte büyüme iradesinin güçlü bir biçimde ortaya konduğu bir ülküdür. Bizler de bu vizyonda, salt ekonomik büyümeyi hedefleyen kuru stratejilerle değil, insanı, emeği, alın terini ve dayanışmayı merkeze alan bir anlayışla hareket ediyoruz.”
“İşverenlerin sorumluluğu emeğin karşılığını adil halde vermektir”
Türkiye Yüzyılı vizyonunda her vatandaşın emeğinin pahalı ve bu emeğin Türkiye’nin kalkınma öyküsünün asli ögesi olduğunu belirten Işıkhan, şöyle devam etti:
“Çalışanların emeğine hürmet göstermenin ön kuralı, beşere yakışır işlerin, adil çalışmanın ve adil fiyat siyasetinin geliştirilmesine bağlıdır. Patronların en değerli sorumluluğu emeğin karşılığını adil biçimde vermektir. Yani bir çalışan, ortaya koyduğu uğraş ve kattığı bedel ölçüsünde karşılık almalıdır. Adil fiyat ile çalışanların motivasyonu artarken, tıpkı vakitte yükselen verimlilik ve üretkenlik sayesinde, işletmenin, dalın ve nihayetinde ülkemizin karı artar. Bizler, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibini sadece bir vecize olarak değil, her kararımızın temel prensibi olarak kabul etmiş bir milletiz. Bu prensip emeğe saygıyı, çalışana hakkını vaktinde ve adaletle teslim etmeyi gerektirir. Hükümet olarak, ülkemizin istihdam siyasetini yalnızca sayısal başarılarla değil, niteliksel kazanımlarla da güçlendirme iradesi ortaya koyuyoruz. Taban Fiyat Tespit Komitesinin toplantıları sonunda belirlenecek olan, 2025 yılı taban fiyatın, şimdiden aziz milletimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyor, bu sürece katkı sunacak tüm kurul üyelerine tekrar teşekkür ediyorum. Çalışanlarımızın refahını artıran, patronlarımızın rekabet gücünü koruyan ve ülkemizin ekonomik istikrarını ve toplumsal kalkınmasını güçlendiren süreci daima birlikte yürüteceğimize inanıyorum.”
İşveren heyetinin başkanlığını TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç’un, emekçi heyetinin başkanlığını ise TÜRK-İŞ Genel Lider Yardımcısı Ramazan Ağar’ın yaptığı toplantının, kalan kısmı basına kapalı gerçekleşti.