İzmir’de beyaz yakalı olarak çalışırken, gebe olduğu Kovid-19 salgını periyodunu kalabalıktan uzakta geçirmek için kırsal mahalleye yerleşen Yasemin Sezgin, teşebbüsçü olup hayvancılığa ve doğal eser üretimine başladı.
İzmir’de doğup büyüyen 36 yaşındaki Yasemin Sezgin, üniversitede lojistik idaresi tahsili gördükten sonra kentte deniz lojistiği firmalarında 5 yıl kadar çalıştı.
Kovid-19 salgınının tesirli olduğu 2020 yılında gebe olan Sezgin, bebeğini salgından korumak için kent kalabalığından uzaklaşıp eşinin ailesinin süt çiftliği işlettiği Tire ilçesine bağlı Adnan Menderes Mahallesi’ne yerleşti.
Sezgin, hayvancılıkla uğraşmaya başladığı mahallede kendi işletmesini kurma hayalini gerçekleştirdi. İzmir’de uzman olarak vazife yaptığı iş yerinden istifa eden Sezgin kurduğu işletmede konserve eserleri ve ilikli kemik suları üretmeye başladı.
İşletmesinde mahalledeki 3 bayanı istihdam eden Sezgin, konserve döneminde çalışan sayısını 10’a kadar çıkartıyor. Sezgin, eserlerini toplumsal medya hesabı ve internet sitesi üzerinden farklı kentlere gönderiyor.
Sezgin’in eşi kent merkezinde çalışma hayatını sürdürürken, çift çocuklarını da kırsal mahallede büyütüyor.
“Buraya çok alıştık”
Bir çocuk annesi Yasemin Sezgin, AA muhabirine pandemi devrinde geldiği mahallede kendine yeni bir hayat kurduğunu söyledi.
Tire’ye geldikten sonra 30 Ekim 2020’deki sarsıntıda konutlarının yıkıldığını, apartmanlarında hayatlarını kaybedenlerin olduğunu tabir eden Sezgin, bunun ömrünün kalanını mahallede geçirme fikrini daha da güçlendirdiğini anlattı.
Sezgin, Tire’de doğal besinlere ulaşmanın kolay olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
“Kentlerdeki insanların bu eserlere ulaşmakta zorluk çektiğini biliyordum. Bunun üzerine bunları en doğal formuyla çiftlikte üretip satmaya karar verdim. Beyaz yakalı işimden ayrıldım ve büsbütün konserve besin yapmaya başladım. Büsbütün Tire’nin domatesi, patlıcanı. Buradaki küçük çiftçilerle çalışıyoruz. Eserlerimizde katkı ve kollayıcı unsuru kullanmıyoruz. İzmir’de ilikli kemik suyu üretiminde onaylı üç işletmeden biriyiz. Tire ve lezzetlerini hem tüm Türkiye’ye hem de nasipse dünyaya duyurmak istiyorum.”
Domates, patlıcan ve Kapya biber konserveleri hazırladıklarını belirten Sezgin, şunları kaydetti:
“Onun dışında ilikli kemik suyu, tarhana, erişte üzere birçok eserimiz var. Kendimiz de çiftçiyiz, ekiyoruz, biçiyoruz. Burada kullandığımız birçok yan eser nane, fesleğen üzere, kendi bostanımızdan çıkıyor. Pandemi devrinde insan kalabalığından kaçmak için geldik. Buraya çok alıştık. İşten gelip yemek yaparken, hangi şartlarda üretildiğini çok da bilmediğimiz eserleri pişirmek, her annenin aklında soru işaretidir lakin benim burada o denli bir soru işaretim kalmadı. Ben de bir anne olarak başka insanların da buna erişmesini sağlamak istiyorum.”