Isparta’da Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (SAREM) mühendislerince, üç yıl süren çalışmayla laboratuvar ortamında veba barındırmayan daha dirençli kerevit yavruları yetiştirildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Siyasetler Genel Müdürlüğüne bağlı SAREM Kerevit Araştırma Merkezi’nde, çevresel koşullara dirençli ve veba barındırmayan kerevit üretimi için çalışma yapıldı.
“Tatlısu ıstakozu” olarak da bilinen ve değerli ihraç eserlerinden olan kerevitin, hastalıktan bertaraf edilebilmesi için “Kerevit Yumurtalarının Kuluçka Performansı” projesi hayata geçirildi.
SAREM Müdürü ve Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr. Oğuz Yaşar Uzunmehmetoğlu liderliğinde 10 kişilik takımın yürüttüğü çalışmayla Eğirdir Gölü’nden anaç kerevitlerin karın bölgesinden toplanan yumurtalar, laboratuvar ortamında 4 ay kuluçkaya yatırıldı.
Belirli etaplardan sonra kerevit vebası barındırmayan, çevresel faktörlere sağlam yavrular elde edildi.
“Kerevit, kıymetli ihraç kalemidir”
SAREM Müdürü Uzunmehmetoğlu, AA muhabirine, “tatlısu ıstakozu” olarak da bilinen kerevitin hayli değerli su eserlerinden olduğunu söyledi.
Kabuklu bir canlı olduğunu anlatan Uzunmehmetoğlu, “Aynı vakitte çok kıymetli ihraç kalemidir. Kerevit üretimi ülkemizde yalnızca doğal stoklardan avcılık yapılarak gerçekleşmektedir. Şimdi cinsin yetiştiriciliği yapılamamıştır. Lakin yetiştiricilik çalışmalarındaki en büyük mahzur, kerevit veba hastalığıdır. Bu hastalığı bertaraf edebilmek hedefiyle “Kerevit Yumurtalarının Kuluçka Performansı” isimli projeyi gerçekleştirdik.” diye konuştu.
Uzunmehmetoğlu, çalışmayı 10 kişilik takımla yürüttüklerini belirterek, bugüne kadar yumurtaların anneleri tarafından karın kısmında kuluçka edilerek kerevit yavrularının yetiştirildiğini vurguladı.
Kerevit yumurtalarını anneden ayırarak çalışma yaptıklarını bildiren Uzunmehmetoğlu, “Yaklaşık 4 ay kendimiz kuluçka ettik. Kimi dezenfeksiyon uygulamalarıyla kerevit vebasından ari yavrular elde edilebileceğini ortaya koyduk. Projenin ilerleyen yıllarında ise ‘yumurtaları anneden ne vakit ayırmalıyız’ ve ‘kuluçkada kullanılması gereken su debisi’ ile ‘yumurta stok yoğunluğu ne olmalı’ sorularına karşılık aradık ve bu iş kalemlerinin hepsini muvaffakiyetle tamamladık.” tabirlerini kullandı.
Vebadan ari kerevit yavruları elde etmeyi başardıklarını vurgulayan Uzunmehmetoğlu, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Yaptığımız çalışmayla kerevit yavrusu yetiştiriciliğinde değerli adım attık. Kerevit yavrularının daha evvel yüzde 20 olan yaşama oranlarını yaptığımız çalışmayla yüzde 90’lara kadar çıkarmayı başardık. Yani artık 10 kerevitten 9’u sağlıklı halde ömürlerine devam edebiliyor. Bundan sonraki gayemiz, kereviti pazar boyutuna ulaştırmak için gerekli çalışmaları yaparak bu çeşidi yetiştiriciliğe kazandırmaktır.”