Medicana Ataşehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cemal Aker, elektronik sigara ve muadillerinin, kullanımından uzak durmanın akciğer kanserine karşı uğraşta birinci sırada yer aldığını bildirdi.
Hastaneden yapılan açıklamaya nazaran, dünyada en sık görülen kanserlerden biri olan ve kansere bağlı mevt sebeplerinin başında gelen akciğer kanserinin görülme oranı, yeni kimyasallara maruziyetlerle birlikte artmaya devam ediyor. Artan sigara kullanımı, hava kirliliği, mesleksel ve çevresel çeşitli kimyasallara maruziyet, ve genetik faktörlerin yanında gençler ortasında yaygınlaşan elektronik sigara kullanımı da akciğer kanserinin nedenleri ortasında yer alıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Cemal Aker, akciğer kanserinin mümkün risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıyla önlenebileceğini belirtti.
Aker, “Özellikle tütün ve gibisi eserlerin, elektronik sigara ve muadillerinin, piyasada çeşitli isimlerle bulunan bağımlılık yapan bir kadro ziyanlı kimyasallar içeren eserlerin kullanımından uzak durmak, akciğer kanserine karşı çabada birinci sırada yer almalıdır.” tabirlerini kullandı.
Elektronik sigaranın son vakitlerde gençler ortasında yaygın olarak kullanıldığına dikkati çeken Doç. Dr. Cemal Aker, “Özellikle yüksek ısıda buharlaştırma sistemi ile tüketilen bu eserlerin akciğer hasarına neden olduğu bilinmektedir. Aktüel bir çalışmada sigara ile birlikte tüketilen elektronik eserlerin akciğer kanseri oluşumunu 4 kata kadar artırabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle kelam konusu eserlerin kullanımından kaçınmak kıymetli olacaktır.” açıklamalarında bulundu.
“Erken teşhis edilmesi kıymet taşıyor”
Akciğer kanserinde erken teşhisin büyük kıymet taşıdığını vurgulayan Aker, “Erken evre akciğer kanserinde tümör boyutu çok artmadığı için bireyde rastgele bir şikayete sebep olmaz. Bu tip hastalar çoklukla öteki bir sebepten ötürü yapılan radyolojik incelemelerde tespit edilen lezyonların kıymetlendirilmesi için göğüs cerrahisi kısmına yönlendirilirler. Fakat çoğunlukla hastalar öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam, göğüs ve sırt ağrısı üzere çeşitli şikayetlerle göğüs hastalıkları ya da göğüs cerrahisi ünitesine geldiklerinde ileri evrede teşhis alırlar. Bu durumda tümör boyutu artmış, kanser etraftaki doku ve lenf nodlarına yayılmış olabilir. Buna karşın ileri evrede de tedavi seçenekleri bulunmaktadır fakat erken teşhiste cerrahi seçeneklerin daha efektif olması tedavi sürecinde avantaj sağlayabilir.” değerlendirmelerinde bulundu.
Akciğer kanserinde erken teşhis için rutin bir uygulama olmadığına değinen Aker, rutin genel sıhhat taramalarının değer taşıdığının altını çizerek bu sayede hastaların ayrıntılı muayenelerde düşük doz tomografiyle de akciğer denetimlerinin sağlanabileceği bilgisini paylaştı.
Aker, “Bu tomografilerde bir nodül yahut farklı karakterde bir lezyon tespit edilirse lezyonun radyolojik özelliklerine nazaran takip yahut ileri tetkik planlaması yapılmalıdır. Sigara ya da buna misal eserlerin kullanımı, mesleksel maruziyet, daha evvel kanser tanısı almış olma, ailesinde kanser hikayesi üzere risk faktörleri mevcut bireylerin tertipli denetimlerini yaptırmaları hayati değer taşımaktadır.” sözünü kullandı.
“Farkındalık oluşturmak çok önemlidir”
Akciğer kanserine karşı uğraşta farkındalık oluşturmanın çok değerli olduğuna işaret eden Doç. Dr. Cemal Aker, şöyle devam etti:
“Akciğer kanserine karşı çabada farkındalık oluşturmak çok değerlidir. Bilhassa tütün ve gibisi eserlerin, elektronik sigara ve muadillerinin, piyasada çeşitli isimlerle bulunan bağımlılık yapan bir kadro ziyanlı kimyasallar içeren eserlerin kullanımından uzak durmak akciğer kanserine karşı uğraşta birinci sırada yer almalıdır. Risk faktörü bulunan bireylerin ise hem bu faktörlerin kıymetlendirilmesi hem de denetimlerinin sağlanması için bir uzmana ve sıhhat kuruluşuna başvurmaları hayati değer taşır.”